Türkiş baz istasyonu zamanı

Türkiye’den bir elektronik yenilik çıkması, bir gazeteci olarak bana gurur verir. Ne zaman bir Türk bir şey icat etse içimde bir şeyler kıpırdanır ve yüzümde engel olamadığım bir gülücük belirir. Bir Türk bir şey icat ettiği için sinirlenen birisi varsa ya bu ülkeden değildir ya da kafa yapısının bir yerlerinde bir şekilsizlik vardır.

Ne var ki iş baz istasyonu konusuna gelince olay bambaşka bir hal alıyor: Bizim devletimiz otomobilden bilgisayara, cep telefonundan baz istasyonuna kadar birçok alanda Türk ürünlerinin çıkmasını istedi sanayicilerden. Bunun geleceğimizi teknoloji üstüne kurmak için olduğunu söyleseler yine bir derecede rahat ederdi içimiz. Ama bunun sebebi teknoloji filan değil bildiğiniz yurt dışına daha az para çıksın…

E o da güzeldir diyebilirdim eğer yurt dışına çıkan paranın tekstil ve odun olduğunu bilmeseydim… Nereye baksak tekstil elimizi sallasak mutlaka bir oduna çarpıyor.

Baz istasyonları konusu bizim teknoloji geleceğimize sekte vurdu. Birileri cumhurbaşkanının kulağına “aman yabancı baz istasyonları dinlenebiliyor gelin bunun Türk olanını yapalım” dediği için bu harekete geçildi. Onlar yetiştiremedi diye 4G ihalesi 6 ay ertelendi. Onlar yetiştiremeyebilir diye acaba hiç 4G’ye geçmesek de direkt olarak 5G’yi mi beklesek diyen cumhurbaşkanımız ve o böyle dediği için alkışlayan teknoloji şirketi genel müdürlerimiz oldu. (Bu arada onların utanmasına gerek yok, ben onların adına utandım)

Özetle, bundan sonra teknoloji hakkında yaptıkları bu hatalı değerlendirmeler yüzünden asla eski gözle bakamayacağım Netaş ve Argela bir baz istasyonu hazırladı birkaç zamanda. Hazırladıkları ürünün ne kadarı montaj, ne kadarını kendi yaptılar ne kadarında Huawei ve Ericsson gibi üreticilerin hayata geçirdiği bazlardan farklı malzeme var bilmiyorum. 10 liraya mal ettiğimiz bir baz istasyonu için yurt dışına verdiğimiz paranın ne olduğunu araştırmayacağım bile. Çünkü onlar, 2020 yılında önce gelmesinin imkansız olduğunu bildikleri 5G’yi bekleme fikrini yürekten alkışladılar. O alkış asla unutulmayacak ve kara bir leke olarak taşınacak teknoloji hayatları boyunca…

Bugün Türk baz istasyonu çıktı diye şirketler iletişim alanında birbirlerini yiyorlar. İlk biz satın aldık, ilk biz imza attık, ilk biz sahada denemelerini yaptık diyebilmek için inanılmaz bir yarış içindeler. Çünkü birileri bunu satın alın demiş, diğerleri bunun Argela ve Netaş ortaklığından satın alınması gerekliliğini ihale şartnamelerine yazmış (isimler bu netlikte geçmiyor ama başka da Türk girişimine o omuz verilmiyor anlayın işte)…

4G gelsin o baz istasyonları ne kadar kullanılacak göreceğiz. Şirketlerin oturmuş yazılım ve donanım parkıyla uyumlu olarak çalışacak mı bakalım Türk baz istasyonları… Yoksa “satın aldık mı? E tamam daha ne işte” diyerek depoların bir yerlerinde çürümeye mi bırakılacak… Zamanla göreceğiz…

Bu yazı Yurt gazetesinde yayımlandı.