Şifreyi size verirsek şifre neden var?

İnternet Teknolojileri Derneği ve Ankara Barosu desteğiyle ”Kripto Yönetmeliği ve İletişim Araçlarının Takibi” konulu panel, Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele INETD Başkanı Doç. Dr. Mustafa Akgül, Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Albert Levi, avukat Serhat Koç, Linux Kullanıcıları Derneğinden Volkan Evrim, Bilgi Güvenliği Derneğinden de Yüksel Samast konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılışında konuşan Doç. Dr. Akgül, ”Kripto Yönetmeliği”nin gizlilik ve bireysel mahremiyet açısından çok kritik olduğunu belirterek, ”O kadar muğlak ki pek çok şeyi kontrol edebilirler. İstanbul’da bu konuyla ilgili bir panel yapmıştık çok önemli gördüğümüz için konuyu Ankara’ya taşıdık” diye konuştu.

INETD olarak konuyla ilgili Danıştay’a başvurduklarını, ”bu yönetmelik bildiğimiz her şeye aykırıdır, hukuku aykırıdır” dediklerini anlatan Akgül, sonucu beklediklerini kaydetti.

Sabancı Üniversitesinden Albert Levi de ”Kriptoloji”nin anlamına ve içeriğine yönelik yaptığı konuşmasında, bilgisayar güvenliği ve kriptografi konusunda çalışmaları bulunduğunu bildirdi.

Kriptografinin şifreleme bilimi olarak tabir edildiğini anlatan Levi, “Temelde yöntemler şifreleme sistemlerini kullanan güvenlik mekanizmalarının hepsinde standarttır. Belki bir kaç askeri ve gizli uygulamaya bunun dışında tutabiliriz. Gizliliği sağlayan ana şey anahtarlardır. Herkesin kendine özgü anahtarını gizli tutması başkasına vermemesi gerekir ki güvenliği sağlanabilsin. Bu yönetmelikte idare ‘tamam gizli konuşun ama anahtarları ben bileceğim’ diyor. Buradaki niyet çok açık” dedi.

Uygulamaların kullanıcının teknik kabiliyetine bağlı olarak artabildiğini ifade eden Levi, şunları kaydetti: ”Bu yönetmelikle yapılan şey kısaca bir usul getiriyor şifreli haberleşmeye. Şifreli haberleşmek istiyorsanız bunu bizim onay verdiğimiz cihazlar ya da bu cihazlara yapılan eklentiler üzerinden yapmalısınız ve anahtarları bize teslim etmelisiniz diyor. Benim yönetmeliği gördüğümdeki ilk yorumum bunun uygulanamaz olduğu idi. Şifreleme hayatın her alanında ve çoğu zaman farkında olmadan yaptığımız şeyler. Facebook’a bile girerken kullanıyorsunuz. Bu sizin anahtar sahibi olduğunuz anlamına gelmiyor. Bütün bunlar o kadar dağılmış ve o kadar içimizdeki hangi anahtarı vereceksiniz. Hangi uygulamayı bir replikasını aynı zamanda BTK’da kurup çalışır hale getirebileceksiniz. Yaygınlığından dolayı kullanılamaz bir şey. İkinci nokta ise bu sadece haberleşme araçlarını mı telsiz, telefon gibi yoksa bilgisayar da bu kapsama giriyor mu? Niyetin bu olmadığını hissettiğim anda yönetmelikte çok fazla açık kapı gördüm.”