İletişirken Ağzını Kullanma!

Kafka, aforizmalarında der ki “Geri dönülemeyecek bir nokta vardır ve bu noktaya ulaşmak gerekir.”

İsveç’li şarkıcı Robyn, None of Dem isimli şarkısında;

“I’m so bored in this town (Bu şehirde çok sıkıldım)
Take me away from here (Beni başka bir yere götür)
Play me some kind of new sound (Bana yeni bir ses dinlet)
Something true and sincere (Gerçek ve içten olsun)”

Fransız filozof Jean Baudrillard çalışmasında, “Simulakrum gerçeği saklamaz, gerçeğin olmadığını saklar. Simulakrum gerçektir.”

Bütün bunları bir araya koyduğumuzda bir bilgisayar ve iletişim bilimci olarak durumun geri dönülemeyecek bir noktada olduğunu söylemek gerekiyor. “Dışarı çık da sosyalleş” cümlesi “yağmur duasına çıkalım” cümlesiyle eşdeğerdir. Sosyalleşme sokakta yapılan, sinemaya gidilerek deneyimlenen, barlarda ya da gece klüplerinde yaşanan bir olgu değildir artık. Bunu öncelikle açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Bu hepimizin ister istemez iştirak ettiği, yeni iletişim kurallarının oluştuğu bir yolculuk, ve artık geri dönemeyiz.

Artık hiç kimse “Ankara’ya yürüyelim, bacaklarımız açılır” ya da “Haftaya ayrılık çeşmesinden kalkan Kervan’la Bağdat’a gidiyorum” demiyor. Hepimiz bu açıdan baktığımızda hayatın gerçeklerinin farkındayız. Değişen iletişim ve sosyal kurallar anlamında da aynı bilinç seviyesine ulaşmak gerekiyor. Peki şu anda iletişim hangi noktada? Nereye doğru gidiyoruz?

Kabaca anlatmak gerekirse şu anda sosyal ağlar melez bir yapıya sahip. İlişkilerimizin büyük çoğunluğu sanal ortamda aracı internet siteleri üzerinden gerçekleşiyor. Blackberry gibi cihazlar ise aracı yapıları ortadan çıkartıp kendi mesajlaşma uygulamaları üzerinden iletişime izin veriyor. Bu modelin melez bir model olmasının temel sebebi, gerçek hayatta görülen (en az bir kere) insanların bu ağlar üzerinden birbirine bağlanması. Bir bakıma gerçek hayatta tanışıp ilişkileri sanal ortama taşıyoruz.

Gelecek için ise melez yapıdan tamamen kurtulunması olası gözüküyor. Tüm sosyal ilişkilerin sanallaşması çok uzak bir ihtimal değil. İnsanlar hayatlarında hiç tanımadıkları ve görmedikleri kişilerle “sıkı dost” olabilmeye başladı bile. Aslında daha önce buna benzer deneyimler yaşamıştık. Bundan 20 yıl önce mektup arkadaşlığı ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eempoze edildiğinde hiç tanımadığımız birisiyle arkadaş olabileceğimiz bize öğretilmişti.

Peki bu panik olunacak, çocuklarımızı internetten uzaklaştıracağımız, ana haber bültenlerine girebilecek bir konu mu? Hayır. Bu son derece acısız ve biz farkına varmadan gerçekleşiyor. Farmville, bejeweled gibi simülasyonlar bizi bir sonraki aşamaya hazırlıyor.

Forum ya da IRC gibi kanallardan yapılan iletişim son derece sınırlı ve kolay girilip çıkılabilir bir yapıya sahipti. Yeni model sosyal ağlar ise girilmesi son derece kolay ama çıkması o kadar da kolay olmayan bir yapıya sahip.

Özetlemek gerekirse gittiğimiz yer başka bir şehir. Orada bizlere sunulan yeni şarkılar yeni sesler var. Tamamen sanal bir yer olduğu için anlamak zor olacak. Az ya da çok yabancılık çekeceğiz. Özellikle başka iletişim yapılarıyla kodlanmış olanlarımız için çok daha acılı bir süreç yaşanacak. Ancak bu yolun geri dönüşü yok; iyi ki de yok. Douglas Adams’ın Otostopçunun Galaksi Rehberi’nde dediği gibi;

PANİK YAPMAYIN ve HAVLU TAŞIYIN