Faruk Eczacıbaşı ile anlaşamayız çünkü…

İnternet Kurulu toplantısı günü Türkiye Bilişim Vakfı başkanı Faruk Eczacıbaşı ile ortak bir dostumuzla karşılaştık. Konu neden Türkiye Bilişim Vakfı ile çok geçinemediğim konusuna hızlı bir giriş çıkış yaptı. “Saçları yanlardan biraz daha kısalmalı” diyerek konuyu kapatabilirdim. Ama yapamadım.

Kendisini insan olarak çok severim. Ama çok önemli bir konumda çok önemli olmayan konuları çok önemli hale getirerek önemli şeylerin gölgede kalmasına neden oldu. Çok karışık cümle oldu hemen açalım.

Türkiye Bilişim Vakfı, ismiyle müsemma bir vakıftır. Her sene başkan seçildim seçilmedim stresi yaşamak zorunda olduğunuz bir yapı değildir. Üye aidatı toplayamadım etkinlik yapamaycağız diyebilecek bir yapıda değildir. Devlete yakın gidelim stresi yaşamaz, içine tuskondan 40 kişi gelmiş yapıyı değiştireceklermiş gibi durumlara düşmez. TBV ben bildim bileli bir vakıftır.

Faruk Eczacıbaşı, bu güzelim yapının içinden pek az sağlam çıkışlar yapmıştır. TBV 5651 öncesini de görmüştür. Bu kanunların babasının doğumunda, DSP’nin son günlerinde bulunmuştur. İnternet Kurulu, İnternet Üst Kurulu iken oralarda koltuk sahibi bir insandır Faruk Eczacıbaşı. Ama uzlaşmacıdır. Hep uzlaşmıştır. Uzlaşmak, uzlaşılmaması gereken zamanlarda da yapıldığı zaman hoş bir şey değildir. İnsanı kötü durumda bırakır. Faruk beyin gençliğini yaşadığı dönemlerde bir hakaret olarak kullanılan, aslında bilimsel bir terim olan kelimeyi cümle içinde değil dışında kullanalım: Konformizm…

Faruk beyin haberini üç farklı gazetede gördüm. Dünya, Milliyet ve Vatan. İnternette uygulanması muhtemelen bir sansüre karşı sesini yükselten bir tavır içindeydi. Üç gazetede de aynı örnekler verilmişti: Kuğu beklerken devekuşu çıktı… Bu noktada da zaten bizim eleşktirdiğimiz yere geliyoruz. Devletten gelecek bir engellemenin içinden neden kuğu çıksın? Bu nasıl bir iyimserliktir? TBV kuruldu kurulasına ne zaman içimize sinen iyi bir kanun maddesiyle karşılaşmıştır?

Gazetelere verilen mesajlar da çok kötü. Eğer metinlerini kendi hazırladıysa kötü, eğer profesyonel desek aldıysa fecaat: “Ben seçimlerden önce bu yasayı çıkarın dedim anlamadılar”… Fakat benim bildiğim TBV’nin Vakıf metninde, kuruluş amaçlarında AKP’nin seçim danışmanlığı yok. Faruk bey seçimlerden önce bu konu gündeme gelmesin diye stres olacağına bu kanun hiç çıkmasın bu haliyle gözümüz görmesin diye stres olmalıydı. İşte bu noktada hayata bakışımız çok farklı. Bazen uzlaşmamak gerekiyor. Her şeye rağmen uzlaşmaya çalışırsanız o 50 bin kişinin bir kısmı da sizin üstünüze yürür.

TBV’ye internet kurulu bittikten, konuşulan konuşulduktan, ortalık durulduktan sonra görüş vermek yakışmaz.

TBV’nin gazetelere çıkacak gücü var. Alah daha çok versin, parası pulu da var. Bir grup “baldırı çıplak” (!) gazeteci, öğretim üyesi, facebookçu ve tweetçi ile devleti getirdiğimiz noktaya bakmalı sayın Eczacıbaşı. Sonra kendi elindeki imkanlara bakmalı. Ve sonra “ben ne yaptım” demeli. Sayın Eczacıbaşı, 70’leri dolu dolu yaşamış biri… Konformist kelimesinin anlamını bilmediğini düşünmüyorum.