Equinix dijital ekosistemler arasında Türkiye’yi kattı

Bu aralar veri merkezleriyle yatıp kalkıyoruz. Hayatımızı deriden etkiliyor çünkü internetin ya da bağlantı hızlarının varolmasının mantığı kalmıyor eğer onlar hayatımızda yoksa…

Türkiye’nin her alanda bir sonraki seviyeye geçme isteği, tüm dünyadan veri merkezlerinin Türkiye’de konuşlanmasını da hızlandırdı. Dünyanın önde gelen barındırma şirketlerinden biri olan Equinix’i yakalayınca bu bakış açısıyla soru yağmuruna tuttuk.

Türkiye’de veri merkezi satın alma motivasyonu nedir?

Equinix küresel bazda en büyük bağlanabilirlik ve veri merkezi şirketi olup, 48 pazarda 185’in üstünde veri merkezi işletiyor. Müşterilerimiz bizlere bilişim alanındaki ihtiyaçları doğrultusunda bağlanabilirliklerini sağlamamız için güveniyorlar, ancak zaman içinde bu ihtiyaçları büyük ölçüde sektörlerine bağlı olarak belirlenen iş ekosistemlerine bağlanabilirliklerini de kapsayacak şekilde evrildi. Örneğin, müşterilerimiz bulut teknolojilerini işlerinde fayda sağlamak amacıyla kullanma yolları aradığında, Platform Equinix çeşitli iş gereksinimlerini karşılamak için hazır bulunan 500’ün üzerinde servis sağlayıcı ile onlara hizmet verebiliyor.

Aynı zamanda, şirketlerin, günümüzdeki dijital yaşam biçimi sonucunda artan veri miktarı ve bunun şirketleri üzerinde yarattığı kapasite yeterliliği baskısı ile baş etmenin yollarını aradığını tespit ettik. Bu şirketleri veriyi yaratan toplumsal merkezler ve dijital ekosistemlerin birleşme noktası olan Digital Edge sistemleri hakkında düşünmeye itti. Bugünün servis sağlayıcıları ve girişimleri bilişim sistemlerini dijital dünyaya uygun olarak yeniden inşa ederken kapasite ve yeterliliklerini artırmak zorundalar. Şirketler ağ altyapılarını mümkün olan en uç noktaya kadar genişletebilir ve iş yükü performanslarını sundukları dijital servisler ve müşterileri arasındaki mesafeyi kısaltarak geliştirebilirler. Equinix bu tarafların bir araya gelmesi için doğal bir platformu temsil ediyor.

 Zenium’u satın almak bize bu talepleri karşılayabilmek için İstanbul’da mümkün olan en hızlı şekilde yeni kapasiteye yönelik gelişmeyi mümkün kıldı. Satın alma bize Türkiye’de ek kapasite ve bağlanabilirlik sağladı ve gelecekte müşterilerimizin taleplerine cevap verebilmek için büyüme fırsatı yarattı.

Türkiye’de veri merkezlerinin sayısını nasıl buluyorsunuz? Bu artışın nereye kadar gideceğini öngörüyorsunuz?

Uluslararası Para Fonu’na göre (IMF), Türkiye Dünya’nın nominal bazda 17. en büyük gayrı safi milli hasılasına ve neredeyse 80 milyonluk bir nüfusa sahip. Küresel bazda, kuruluşlar dijital dünyada değer yaratma yollarını dönüştürmek için büyük bir çaba sarf ediyorlar. Dijital karmaşa dünya çapında IP trafiğinde bir patlamaya neden oldu ve bağlanabilirliğe olan ihtiyacı artırdı. Türk şirketleri bilişim dönüşümünden geçerken, doğrudan ve güvenli bağlanabilirliğe ihtiyaç duyacaklar. Colocation veri merkezleri, dijital bağlanabilirlik ve buluta erişim için ilk seçenek olarak öne çıktı, bu nedenle bu talebin artmayı sürdüreceğini öngörüyoruz.

Türkiye’de veri merkezlerinin kendisi ve yedeklemesinin hangi coğrafyada olması idealdir?

İstanbul, Avrupa ve Asya arasında stratejik bir köprü rolü görmesi dolayısıyla kritik ekonomik ve jeopolitik öneme sahip. Aynı zamanda, Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki sualtı kabloları için kilit bir trafik alanı. Bu kablo sistemleri trafiğin küreselleşmesini ve veri tüketimini hızlandırırken bulut ve çevrimiçi hizmetlerin hızla büyümesini sağlıyor. Bu nedenle halihazırda pek çoğu İstanbul’u bölgesel merkezi olarak kullanan düşük gecikmeli bağlantıya dayanan çevrimiçi oyunlar ve içerik dağıtım ağları gibi sektörler açısından önemi her geçen gün artmaya devam ediyor. Sonuç olarak İstanbul ve İstanbul’u çevreleyen bölgeler bunun için ideal.

Son kullanıcı, şirket ve kamunun veri merkezi ihtiyaçları birbirinden nasıl farklılaşır? Farklı istek ve ihtiyaçlar neler olur?

Bulut servis sağlayıcılarına doğru hızlı bir dönüşümden geçiyoruz. Bu dönüşüm son kullanıcıları, şirketleri ve kamu sektörünü eşit şekilde kapsıyor. Equinix’in şu anki kurumsal stratejisi müşterilerin Dijital Üstünlük hedefi doğrultusunda hareket edeceğini düşündüğümüz ve bu nedenle büyüme öngördüğümüz pazarlarda müşteriler ve ekosistemleri desteklemek için yatırım yapmak üzerine kurulu. Equinix’i bileşik bulut teknolojisinin merkezi olarak konumlandırmaya devam ediyoruz, bunun da dönüşü bilişim mimarisi olarak hibrit veya bulut depo birleştirme modelini seçen girişimlerin ilgisini çekmemiz şeklinde oluyor. Özetle, tüm sektörlerden girişimlere destek sağlayabiliriz ancak finansal hizmetler, girişimler, bulut teknolojileri ve ağlar alanlarında hizmet verdiğimiz yeni müşterilerimizle çalışmaya başlamak oldukça heyecan verici olacak.

Türkiye’de şu anda mevcut olmasa da TIER1 bağlantı sahiplerinin ülkeye gelme ihtimali konuşuluyor. Bunların sayısının artmasında veri merkezlerinin sayısı önemli bir etken olacak mıdır? Tam tersi bir durum, yani TIER1 kurumlar gelirse veri merkezlerinde patlama olması durumu söz konusu olur mu?

Bilişim teknolojileri ve bulut teknolojisi hizmetlerini dışarıdan temin eden ve pazara giriş yapmayı düşünen işletmelerin oluşturduğu pazarda talebin artmakta olduğuna inanıyoruz. Küresel Bağlanabilirlik Endeksi’ne göre, Avrupa’nın yılda %44 büyüyerek 2020’ye kadar 1451 Tbps kurulu kapasiteye ulaşması bekleniyor. Avrupa’daki büyümeye veri egemenliği ve Avrupa şirketlerinin bölgedeki diğer şirketlerle bilgi alışverişi yapma ihtiyacı da dahil olmak üzere çeşitli sebepler neden olacak. Bu değişen iş modelleri bağlanabilirlik ve dağınık bilişim altyapılarına dayanıyor. Türk ekonomisi büyüdükçe İstanbul bağlanabilirlik ve teknoloji altyapısı açısından gittikçe daha önemli bir merkez haline gelecek.