Basın etiği üstüne ve Mimar Sinan’a dair bir hikaye

Yazdığım bir yazı üstüne bir arkadaşım aradı ve neden eleştiri konularını belli bir şirket üstünden yaptığımı sordu. Ben yazıları yazarken bir yanlış yapan şirketin yanlışını ortaya koyarsam genel olarak bunun yapılmasının yanlışlığı anlaşılır diye düşündüm.

Konuşu açayım: Bir şirket bir altyapı sağlayıcısını çağırıp kendi dükkanında rekor kırınca o rekor ona ait değil yine altyapı sağlayıcısına ait olur. Bunu A ya da B firmasının yapması daha doğru veya daha az yanlış yapmaz.

Aklıma şu hikaye geldi:

Süleymaniye Camisi’nin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmiş. O gün, insanlar camiin açılışı için gelmişler. Herkes, hayranlıkla camiye bakarken bir çocuk bağırmaya başlamış: “Şu minareye bakın, nasıl eğri!”

Çocuğun, minarelerden biri için eğri demesini Mimar Sinan da duymuş. Hemen çocuğun yanına gelip ona “hangi minare eğri, göster bana” demiş. Çocuk “İşte şu!” diye minarelerden birini göstermiş. Mimar Sinan, hemen adamlarını toplamış. Uzun halatları birbirine ekletip minareye bağlattı. “Çekin yukarı doğru!” diye bağırmış. İşçiler halatlara asılırken çocuğa “sen dikkat et, düzelince haber ver” demiş.

Çocuk bir süre sonra, “Tamam oldu!” demiş. İşçiler bu sözün ardından halatları toplamışlar. Başından beri olaya tanık olan Sinan’ın ustalarından biri, Mimar Sinan’ın yanına gelip ona “herkesten iyi biliyorsun ki minarede eğrilik yok. O hâlde niçin düzeltmeye kalkıştın” diye sormuş.

Mimar Sinan şöyle söylemiş: “Ben de biliyorum minarede eğrilik olmadığını! Ama çocuğun kafasındaki “minare eğri” intibaını da öyle bırakamazdım. Bu yönteme başvurdum ki, çocuğun kafasındaki “eğri” kanaati silinsin. Yoksa her yerde çocuk aklıyla minarenin eğri olduğunu söyler, sonra gerçekten eğri olduğu şeklinde bir inanç yayılırdı.”

Bu hikayeyi yazdıktan sonra şu açıklamayı yapayım ki başta gazeteci arkadaşlar da olmak üzere herkesin içi rahatlasın:

Huawei ya da Ericsson ya da Nokia gibi altyapı şirketleri; Turkcell ya da Vodafone ya da Türk Telekom ile 5G ya da 4G ya da 3G testi yaptığında, eğer daha önceki testlere göre daha yüksek bir değer oluşursa… Bu Turkcell ya da Vodafone ya da Türk Telekom’un rekoru olmaz. Bunu düşünüyor olmak bile insanların zekasına büyük bir şekilde hakaret etmektir. Çünkü bu kurumların altyapı sağlayıcılarına mekan vermek dışında sağladığı bir şey olmadığını düşünüyorum.

Ne zaman ki Turkcell, Vodafone veya Türk Telekom altyapıya mühendisleriyle katkıda bulunur, yepyeni ve daha önce yazılmamış bir yazılımla destek verir, frekansları daha önce yapılmamış bir yöntemle birleştirmeyi icat eder… O zaman rekor kırdık demeleri bir mantığa bürünür. O zamana kadar bizim firmamız hız rekoru kırdı bülteni çok yanlıştır.

Gelelim mesleki ahlak ilkelerine: Bir yanlışı dile getirdiğimde o yanlışı oluşturan öğelere odaklanmak lazım orada geçen isimlere değil. Mesela A siyasi partisi yanlış yapıyor dediğimde ülkede daha önceki dönemlerde B ve C partilerinin de o yanlışı yapıp yapmadığını araştırmak gerekmiyor. Çünkü burada fikir sahibinin yapmak istediği şey o andaki yanlışı düzeltmek.

Burada yapılanın sadece A partisine saldırmak olduğunu düşünenlerin hepsinin fikirlerini değiştirmek gibi bir niyetim yok. Ama belki de böyle düşünenler ya da A partisi yapılan yanlışın üstünü örtmek için konuyu başka yere çekme anlamında bunu söylüyor da olabilirler.

Olsun.

Minare için konuşuluyorsa halat atılıp çekiştirmek lazım ki hiçbir çocuğun ağzında laf kalmasın.

Türk Telekom ve Turkcell ve Vodafone’un hız testi adı altında yaptıkları çok yanlış.