Bankalar sahtekarlardan çok çekiyor

A.B.D. önlem üstüne önlem alıyor ancak yine de bankacılıkta sahteciliğin önüne geçemiyor. Geçen yıl dünyadaki banka sahteciliğinden elde edilen meblağın yüzde 47’sinin A.B.D.’den çıkması gözleri özgürlükler diyarı ve kontrol delisi ülkeye çevirdi.

Bu konuda en tecrübeli ve en az açık veren pazarın Avrupa ve Asya bankaları olması, bilgisayarlı çipler ve çeşitli güvenlik yöntemleriyle sağlanmış olsa da aslında bunun temelinde sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi mantığı yatıyor. Bu pazarlar aslında en fazla sahtekarlığın yapıldığı pazarlar olduğu için de bu tecrübelerin, daha iyi önlem ve metotlar geliştirip uygulamalarına sebebiyet verdiğini düşünebiliriz.

Tüm dünyada bankacılıktaki sahtekarlıklar 100 dolarlık kart harcaması başına 2009’da 4,71 sentken 2010’da 4.46 sente düşmüş durumda ancak bu yine de Amerika’yı iyi bir noktaya getirmiyor çünkü dünya ortalamasını düşüren diğer kıtalar durumu az da olsa kotarıyor.

Amerika’nın, tüm dünyadaki kredi ve banka kartlarında yapılan harcamalardaki sahtekarlıkların geçtiğimiz 10 yılda yüzde 44’ü, 2009’da yüzde 46,5’i, 2010’da ise yüzde 47’sine ev sahipliği yapıyor olması bir hayli ürkütücü. Bunun nedeni olarak ise altyapılarının oldukça eski ve güvenlik önlemlerinin zayıf unsurlar içermesi gösteriliyor ancak bunu önlemek için herhangi bir önlem ya da girişim var mı henüz bilinmiyor.

2010’da dünya çapında bu yolla elde edilen mebla 7,6 milyar dolar seviyesine ulaşarak 2009’un yüzde 10 üzerine çıkmış oldu. Aslında bu, dünya çapında da bunun hala bir problem olduğu ve gerekli önlemlerin alınmadığı anlamına geliyor.

Amerika’da T.J. Maxx’ın bulunduğu şirketler grubu ise 2007’de yaşadığı bir musibetin bin nasihatten daha önemli olduğunu kanıtlayıp chip ve PIN uygulamalı kartların kullanımına geçmeyi başlatmış ve başarmış durumda.

İnsanlar hala daha tehlikenin farkında olmadan yaşıyor, banka ve ilgili kuruluşlar da bu konuda bir önlem almıyor. Tüm bu dolandırıcılık rakamlarının artması ve bunlara bir önlem alınmamasına rağmen kart kullanım hacimlerinin her geçen gün arttığı gözlerden kaçmıyor. Geçtiğimiz yıl kart harcamalarındaki kaybın dünya çapında 7,6 milyar dolara ulaşması demek tüketicilerin toplam harcamalarının 17 trilyon seviyesine ulaşmış olması demek. Tehlikenin fark edilmesi için daha ne kadar büyük rakamlar ortaya konabilir o muamma.