“Ballı” Steve Jobs’ın dünyası

Acaba rastlantı mı? bu soru her büyük başarının ardından akla mutlaka gelir. Ama bazı şeyler rastlantı olamayacak kadar mükemmeldir. Eğer rastlantıysa da mutlaka bir şans tanrısının olmduğunu düşünmek gerekir diye düşünüyorum.

Dünyanın en büyük beyinlerinden Steve Jobs’ın gizli bir planı yoksa olay şöyle gelişti: Arkadaşlarıyla oturan Jobs ya bu Mac işi pek tutmadı gel alan değiştirelim dedi ve minik müzik dinleme cihazları yaptı. Sonra altında çalışanlardan biri geldi ve “abi bak ben bu aletin sesini açıp kapama düğmesini dokanmatik yaptım” dedi. Jobs baktı “iyiymiş ya eğer çok büyük para değilse koyalım gitsin aletin üstüne” dedi.

Bunlar sürüp giderken Jobs’ın müdürlerinden biri geldi dedi ki “patron millet bizden telefon bekliyor. Üstelik müzik aletlerini de küçültecek yer kalmadı, gel bu işe girelim”… Jobs düşündü “doğru diyon John’um yaa. Ama abidik bir telefon yapmayalım şubizim Henry’nin dokanmatik olayı vardı ya onu bi koymayı dene bakalım üstüne” dedi. John uğraş didin koydu ama içi içini yiyordu.

“Ya bu iyi oldu hoş oldu da bunun üstüne canavar gibi uygulama geliştirilir. Eh şimdi biz geliştirsek dünya kadar zamana ihtiyaç var aleti on yıl önce çıkaramayız. Şu acaba dışarıdaki insanlara mı yaptırsaydık?” dedi kendi kendine John. Bunu Steve’e anlattı. Steve başta “hasta etmeyin oğlum adamı. Bu adamlar bu kadar programı niye yapsınlar” dedi. Ama akşam tuvalette düşünürken “ya oğlum nolacak yapalım millet de beğendiği programların parasını versin işte eşek değiller ya” dedi.

Bütün bunlar olurken Steve’in yeğeni 4 Temmuz kutlamaları için onlara gelmişti, dedi ki “e dayı bu kartları habire cüzdandan çıkar geri sok olmaz bu iş, üstelik 99 sentlik uygulamalar için adam her seferinde kredi kartı mı girecek minicik telefonuna…” Steve “onun ekranı minicik olmayacak olum hayvan gibi üstelik dokunmatik ne olur girse birkaç kez…” Ama söylediğine kendi de inanmamıştı. Sonra yeğeninden özür diledi ve adamlarına kredi kartını bir kez alıp sonra içinden sürekli para çeken bir sistem icat etmelerini emretti.

Bu arada iPhone piyasaya çıkmıştı. Gece uyurken Steve’in rüyasına San Fransisco’dan hısmı rahmetli Margareth teyze girdi. Ona dedi ki “oğlum neden şunu adam gibi bilgisayar gibi kullanacak büyüklükte yapmadın? Tamam telefon bilgisayar gibi ama yeter mi senin dünyana?” Steve bu rüyayı gece üstünün açık kalmasına bağlasa da fikri beğendi ve çalışmalarını başlattı.

Aradan bir zaman geçti ve Steve’in epeydir konuşmadığı laptop departmanından internetten okey arkadaşı, aralarında tomnbili dedikleri Tom geldi. “Steve abi bak bizi unuttun hiç ilgilenmiyorsun departmandan çocuklar da bozuluyor. En azından şu iTunes Store tadında bir şeyi laptoplar için de yapsak be abi” dedi. Steve Tom’un durumuna üzüldü. “Hakikaten şuna bir iki güzellik yapayım da sussun* diye düşündü. O gün işletim sisteminin üstüne bir güncelleme koyarak Apple laptopların da üstünden yazılımların satılmasını mümkün hale getirdi.

Veya… Böyle olmadı ve baştan beri süregelen bir planın adımlarıydı bunlar.

Steve Jobs çok ballı veya çok zeki bir insan…