Aslında olmaması gereken bir özgürlük

2008 yılının Mayıs ayında Atatürk’e hakaretten kapandı. Şu anda dünyanın en fazla ziyaret edilen üçüncü sitesi. İki buçuk yıldır kapalı olmasına rağmen Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen altıncı sitesi. Üstünde Türk sitesi olarak bir tek Mynet var. Yakın zamana kadar ilk üçteydi. Başbakan “ben giriyorum siz de girin” dedi. Cumhurbaşkanı sitenin kapalı olmasını tasvip etmesinin mümkün olmadığını söyledi. Ne var ki sitenin açılması 907 gün sürdü.

Siteden zararlı içeriklerin yok edilmesinin ardından 5651 sayılı Kanun’un, “Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi” başlıklı 8. maddesinin 9. fıkrası uyarınca yasak kararı ortadan kalktı. Liselerarası kompozisyon yarışması finalinde basınla buluşan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım müjdeli haberi verirken mevcut gelişmelerin bilgileri dahilinde olduğunu ve Youtube’un açılmasından mutluluk duyduğunu söyledi.

Açılışın ilk saatlerinde “bir şekilde ortadan kalkan videoların” yarattığı mutluluk, sonrasında derin bir endişe dalgasına bıraktı kendini. İlk gelen bilgiler içinde İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özeren’in yoğun çabalarıyla açılışın gerçekleştiği yönündeydi. Yönetime yeni gelen Özeren’in bir süredir yasakların kalkması için yollar aradığı kaydedilmekteydi zaten. Ancak detaylı bilgiler geldiğinde bu yolların ne olduğu daha iyi ortaya çıktı.

Söylentilere göre Serhat Özeren yurt dışında International Licensing Services isimli bir kuruluşla temasa geçti. Kimi çevreler tarafından milliyetçi bir kuruluş olarak tanımlanan bu şirket Youtube üzerine konan videoları “kendi videoları” olarak tanımladı. Youtube böylesi bir başvuru karşısında kayıtsız kalmadı ve videoları kaldırdı.

Bu noktada karşımıza çok enteresan konu başlıkları çıkıyor şüphesiz:

  1. Aslında Youtube ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sürtüşme hiçbir şart ve koşulda ortadan kalkmadı.
  2. Ulaştırma Bakanı’nın sık sık satır aralarında gündeme getirdiği Türkiye’de mevcudiyeti olmayan vergi vermeyen bir şirket tanımını değiştirecek bir durum oluşmadı.
  3. Youtube’un hızlı aksiyonu gösterdi ki bu şirket için telif hakları ülkelerin kendine yönelttiği ricalardan çok daha büyük önem arzediyor. Çünkü 907 günlük kapatmada gidip gelen bilgileri çok da fazla dikkate almazken bir telif hakları ihlalini bir haftadan kısa bir sürede değerlendirmeye aldı.
  4. Basına yansıyan bilgiler arasında Youtue’un bu gelişmelerden çok da fazla mutlu olmadığı görülüyor. Konuyu prestij olarak ele alacak tek yapı Türkiye Cumhuriyeti olmayacaktır.
  5. Youtube aslında sessiz sedasız bitirilmesi gereken bu hareketin bu kadar büyümesi karşısında mutyaka inceleme başlatacaktır. Bu videoların ILS isimli şirkete ait olmadığı gün gibi aşikardır, ilk inceleme başlatacak kişi bunu görecektir.
  6. Youtube açıldıktan sonra bunun tekrar kapanmaması mucize olacaktır. Bunu anlamak için bilge olmak gerekmemektedir.