Sigorta şirketleri hayatımıza müdahalenin, kişisel bilgilerimizi ceplemenin cılkını çıkardılar. Biz de bunu ne kadar güzel teknolojik gelişme diye kendi kendimize sevinecek malzeme yapıyoruz.
Akşam gazetesinde Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Özgür Obalı ile yapılmış bir röportaj var. Obalı diyor ki “sigortada dijital devrim geliyor… Kolunuza taktığınız akıllı saat yaşam kalitenizi ölçecek. Sigara içen hareketsiz Ahmet Bey, spor yapan Ayşe Hanım’dan yüzde 25 daha fazla prim ödeyecek. Vakıf Emeklilik, yeni ürününü önümüzdeki ay piyasaya sunuyor. Bir de Apple Watch hediye ediyor…”
Dijital devrim biz size saat hediye ediyoruz ve bununla bütün randevularınızı kontrol edeceksiniz değil. Dijital devrim aslında vatandaşa değil sigorta şirketine dijital devrim. Sigorta şirketi bizim attığımız adımı sayacak, gün içinde kalp ritmimizi ölçecek. Buna göre riskimizi belirleyip işini yapacak.
Bu size bir bakış açısıyla hoş gelebilir.
Bu insanlık tarihinin en büyük gözetleme ve ayrımcılık hareketi. Ayrımcılık çünkü insanlar sadece derilerinin rengi ya da doğdukları yerle değil, biyolojik özellikleriyle de ayrımcılığa tabi olurlar. Siz sadece henüz buna maruz kalmadığınız için bilmiyorsunuz.
Bugün başlayacak olan bu hareketle mesela kalbinizin ritmi bozuk diye işe alınmayacaksınız. Tansiyonunuz zaman zaman düşüyor, risk grubunuz yüksek diye okula bile alınmayabilirsiniz. Sigorta priminiz yükseldikçe yaşam kaliteniz o ölçüde düşecek.
Bu konuda kaynak niteliği taşıyan yayınlar ve direkt bunu anlatan bilim kurgu filmler var. Yaşasın teknolojik sigorta geliyor diye sevinmeden önce bu işin ayrımcılık zamanlarını düşünün diye öneririm size…