“Parasını ver verilerimizi al” diyoruz hiç düşünmeden

Kişisel verilerin kötüye kullanımı veya yanlış ellere geçmesinin yaratabileceği ciddi sonuçlara rağmen Türkiye’de kullanıcıların dörtte biri (%24) karşılığında ücretsiz bir ödül aldıklarında rahatlıkla gizliliklerinden vazgeçip verilerini paylaşabileceğini belirtti. Araştırmaya Türkiye’den katılanların %47’si para karşılığında hiç tanımadıkları biriyle tüm özel verilerini paylaşabileceğini söyledi. Özel verilerini paylaşıp karşılığında gelir ya da ödül elde etmek isteyen kullanıcılarının sayısı giderek artıyor. Ancak bu kısa vadeli yaklaşım uzun vadede büyük sorunlar doğurabiliyor.

İşin ‘sokaktaki insanları’ etkileyen boyutuna bakıldığında ise potansiyel ve mevcut işverenlerin LinkedIn, Instagram ve Facebook gibi sosyal platformlarda araştırma yapması, çalışanların ve adayların saygın kişiler olup olmadığına ve şirketi sıkıntıya sokup sokmayacağına bakılması giderek daha yaygın kullanılan bir yöntem haline geldiği görülüyor. Çalışanların da kendileri ve şirketleri hakkında çok fazla bilgi paylaşmamaya dikkat etmesi gerekiyor. Career Builder tarafından yapılan çalışmada, işverenlerin %57’si sosyal medyada gördükleri paylaşımlar nedeniyle bir adayı işe almaktan vazgeçtiğini, üçte biri (%34) ise paylaşımları nedeniyle bir çalışanı işten çıkardığını veya uyardığını belirtti.

Açıkça paylaşsak da paylaşmasak da bilgilerimiz yanlış ellere geçtiğinde gerçek hayatımıza büyük etkileri olabiliyor. Kaspersky Lab’ın yaptığı araştırma, Türkiye’de yaklaşık her üç kişiden birinin (%30) kişisel verilerine izinsiz bir şekilde erişildiğini ortaya koydu. Bu durum kullanıcılar için birçok farklı sonuç doğurabiliyor. Örneğin, Türk katılımcıların yarısından fazlası (%55) bu tür bir olayın kendilerini strese soktuğunu dile getirdi. %8’lik bir kesim maddi zarara uğrarken spam ve reklamlarla rahatsız edilenlerin oranı ise %23 oldu.

Birçok kişi özel bilgilerini gizli tutmak veya bunlara başkalarının erişmesini engellemek için önlemler alsa da bu sonuçlar yaşanabiliyor. Türkiye’de insanların, kişisel verilerine erişmesinden en çok korktuğu grupların başında siber suçlular geliyor. Onu genel olarak tüm internet ortamı ve sosyal ağlar takip ediyor. Türk kullanıcıların %59’u bilgilerinin gizli kalması için cihazlarını parola ile koruyor. Araştırmaya Türkiye’den katılanların %51’i kullandıkları cihazlar, hizmetler ve uygulamalardaki gizlilik ayarlarını düzenli olarak kontrol edip değiştirdiğini, %33’ü gizlilik amacıyla web kameralarının üzerini kapattığını ve %43’ü ise verilerini şifrelediğini belirtti.

Kaspersky Lab Tüketici Ürünleri Pazarlama Müdürü Marina Titova, “Verilerin tüketicilerin aleyhine nasıl farklı şekillerde kullanılabileceğini görmek için çok uzağa bakmanıza gerek yok. Bunun çeşitli nedenleri var. 500 milyon müşteriyi etkileyen ve çoğunun dolandırıcılığa uğramasına neden olan 2018’deki Marriott veri sızıntısı veya Forever 21 mağazalarındaki kasiyer terminallerinin müşterilerin kredi kartı bilgilerini açığa çıkarması gibi olaylar giderek sıklaşıyor. Müzisyen olan eski sevgilisinin e-posta hesabına girerek burs teklifini reddedip Montreal’den taşınmasını engelleyen kadının neden olduğu durum da bunlara örnek olarak gösterilebilir. Dijital hijyeninizi koruyup, çevrim içi gizliliğin ve kendinizi güvene almanın ne kadar önemli olduğunu bilerek verilerinizin başkaları tarafından ele geçirilmesini önleyebilirsiniz. Herkes verilerinin gizli kalmasını sağlayabilmeli. Sırlar gizli kalabilir ve internet üzerinden yapılan işlemlerde veri kaybı bir beklenti yerine bir istisnaya dönüşebilir. Güvenlik ürünleri ve pratik adımların birlikte kullanıldığı bir çözümle tehditleri en aza indirip internetteki verilerinizi koruyabilirsiniz.” dedi.