Linux’un pengueni de öyle filtreleme olmasın dedi

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) 4 Ağustos 2011’de yayınladığı “Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar ” Kararı ile 5809 sayılı Kanunun 4 üncü, 6 ncı ve 50 inci maddeleri ile 28.07.2010 tarihli ve 27655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliğinin 10 uncu maddesi ve ilgili diğer mevzuat hükümleri kapsamında, Güvenli İnternet Hizmetine İlişkin Usul ve Esaslar Taslağı”nın 10 gün süre ile kamuoyunun görüşü alınmak üzere yayımlamıştı. Ayrıca, Güvenli İnternet Hizmeti’nin sunumu için İşletmeciler ile BTK arasında test sürecinin 22.08.2011 tarihi ile 22.11.2011 tarihi arasında olacağı ve Abonelere hizmetin 22.11.2011 tarihinden itibaren sunulmaya başlanacağı duyuruldu.

Linux Kullanıcıları Derneği (LKD) olarak bu uygulamanın açık bir sansür ve filtreleme uygulaması olduğunu ve ülkemizde Özgür İnternet’e devlet eliyle koyu bir sansür ve denetleme düzeni getireceğini açıklamıştık. BTK’nın aldığı bu yeni karar, ilk kararın tüm ülkemizde haklı bir tepki ile karşılandığı için bir nevi düzeltme gibi görünse de özünde çok da farklı değildir. Durum, sadece sansür ve filtre uygulamasının 3 ay kadar ertelenmesidir. Öncelikle “Güvenli İnternet Hizmeti” her bireyin kendi dünya görüşü, eğitimi ve sosyal bilinci ile doğrudan ilişkilidir. Belli bir kurum ve özellikle Devlet eliyle düzenlenebilecek bir kavram değildir. Türkiye’de farklı bölgelere, cinsiyete, sınıfsal konuma ve yaş guruplarına göre İnternet kullanımı eşitsizliğinin ve sayısal uçurumun olduğu aşikardır. Türkiye’de İnternet’te yaşanan sorunlar dijital okuryazarlık, beceri ve nitelikli kullanım eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Bunun çözümü de Sansür ya da Filtre değil, Eğitimdir. Halkın, İnternet’te yaşanan olumsuz olaylar çerçevesinde korkutularak, yeni bir baskı ve denetleme uygulamasının topluma dayatılması söz konusudur. Filtrelerin “Aile” ve “Çocuk” olarak ikiye indirilmesi, yeterli değildir. Anayasal bir hak olan bilgiye erişim ve İnternet üzerindeki özgürlüğün, kapalı listeler üzerinden bir sansür ve denetleme gücü ile sadece idari görevi olması gereken bir Devlet kurumuna (BTK’ya) veriliyor olması, İnternet’e Sansürün devam edeceği anlamına gelmektedir.

Filtreler dışında İnternet kullanmak isteyen vatandaşların ise nasıl bir kullanıma tabi olacağı hala belirsiz bir durumdadır. Açıklanan değişikliklerde biri de “Güvenli İnternet Çalışma Kurulu” ismi ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan 3, İnternet Kurulu’ndan 2, BTK’dan 2 ve psikoloji, pedagoji, sosyoloji ve diğer ilişkili alanlarda uzmanlığı olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından teklif edilecek 8 kişi arasından BTK tarafından seçilecek 4 üyeden oluşacak 11 üyeden oluşan bir kuruldur. Bu kurulun kuruluş şekli, görev tanımı ve üye dağılımı ile sadece göstermelik bir oluşum olduğu da çok açıktır. Bu üyelerden 7′si siyasi iradenin bürokratlarıdır; uzman kadrosununda gelenler de BTK tarafından seçilmektedir. Yetki ve uygulama halen BTK eliyle ve denetimsiz bir şekilde yapılacaktır. Şeffaflık ya da kamuoyu denetimine açık herhangi bir tanım ya da kural yoktur.

BTK’nın hazırlayarak İşletmecilere “gizli olarak” göndereceği “sansür listeleri” yine kamuoyundan gizli oluşturulacaktır. Bu listelerin belirlenmesi aşamasında ve denetlenmesinde BTK’nın tek otorite olması, bu kurumun geçmiş icraatları da düşünüldüğünde, İnternet’imizin gelecekte nasıl olacağını çok net bir şekilde göstermektedir. Tek tip aile, tek tip çocuk, tek tip İnternet! Şeffaflıktan ve özgürlüklerden uzak sansürcü bir kurum egemenliğinin İnternet üzerinde ısrarla uygulanmak istemesi halen güncel bir tehlikedir.

Özgür Yazılım, Özgür İnternet !..