Jobs biraz daha yaşasa Google’ı vuracaktı

Google takar mı bilinmez ama Steve Jobs’un Google’a olan nefreti ve onu adeta arkadan vurmuşcasına kin duyuşu önümüzdeki hafta A.B.D.’de piyasaya çıkacak biyografisinde gün yüzüne çıkarak Jobs’un eteğindeki taşları döküyor. Çok değil birkaç yıl öncesine kadar, Jobs, Google’ı adeta kardeş şirket belleyerek şirketin o zamanki CEO’sunu Apple’ın yönetim kuruluna dahi sokmuştu. Şimdi bu iyi niyetin sahibi Jobs, en büyük rakibi Android’in doğuşunu o dönemde tetiklemişe benziyor.

Jobs’un vefatının ardından onun ağzından çıkmış tüm sözlerin teknoloji tutkunları için adeta ruhani bir liderin ağzından çıkmışcasına benimseneceğinden şüphe etmek yersiz olur. Jobs’un Google’ın adeta arkadan vurucu bu hamlesine karşı Android’e ilan ettiği savaş, teknoloji tutkunlarına adeta cihat ilan ettirerek Android kullanıcıları ve Google’a düşman olmalarını belletecek kadar kuvvetli.
2006 yılında, Google’ı Apple gibi inovatif ve önü son derece açık bir şekilde tanımlayan Jobs, CEO Eric Schmidt’in öneri ve görüşlerinin Apple için de son derece önemli olduğunu belirtip Schmidt’i yönetim kuruluna almıştı. 2008 yılında, yani ilk iPhone piyasaya çıktıktan yaklaşık 1 sene sonra, Android çalışmaları kulağına çalınan Jobs, Google’ın genel merkezini adeta ‘bastı’ ve birkaç yıllığına da olsa bu çıkışı durdurmayı becerdi.
Ne var ki, Jobs’un yanıldığı ya da şu anda bu iyi niyetinin kurbanı oldu ayaklarına yatmasını sağlayacak en önemli nokta, kendine bu kadar büyük bir rakip yaratacağını düşünmemiş olması, Steve Jobs gibi bir adam için fazla amatör ve sığ bir görüş olur. Bu noktada Jobs’un, Schmidt’i yönetim kuruluna davet etmesindeki amaç belki bir Android yaratmak değildi ama sen adama ‘gel bana daha çok para kazandır’ deyip o kadar varını yoğunu anlatırsan, adam da kafası çalışıyorsa ‘Yaa bunu ben de yaparım’ diyebilir. Ki, kafası çalışan bir adamın tüm bu inovatif fikirleri öğrenip bunları kendisine saklaması mümkün değil, hatta normal hiç değil.
Tüm bunlara rağmen Schmidt’ten CEO’luğu devralan Page, Jobs’un kapısına gidip ona adeta bir liderlik vizyonu vermesi için danıştığında Jobs’un söylediği en önemli iki şey şirketin tembelleşmesine asla izin vermemesi ve kendi beyin takımını oluşturması olmuştu.
Jobs bu kadar mübarek, Peygamber gibi bir adam mıymış, bu devirde böyle iyi niyetli kalmak zor ama elimizde de şüphecilikten başka aksini savunabileceğimiz bir bilgi de yok açıkçası. O yüzden, aksi kanıtlanana kadar elimizdekilere inanmak durumundayız.