İnternetin Kapatma Tuşu

Farkında mısınız? İnternet, özellikle sosyal medya kullanıcıların elinden çıkmaya başladı. Bir ülkede ayaklanma çıkmaya başladığı zaman ilk darbeyi internet yiyor. “Gelişmiş” ülkeler ajitasyon faliyetlerini sosyal medya üzerinden yapmaya başladı. Her nedense yardım kuruluşları üçüncü dünya ülkelerindeki insanlara sosyal medyayı nasıl aktif kullanabileceklerine dair seminerler düzenliyor, buradaki gençlere nasıl demokratik tepkilerini internetten gösterebileceklerini öğretiyor.

İşin bir diğer boyutu da bu sözü geçen üçüncü dünya ülkelerinin kendilerine yöneltilen eleştirileri engellemek için interneti toptan (Libya, Mısır) ya da kısmet (Çin) engelleme yoluna gitmesi. Kullanıcılar normal trafiği yaratan web sitelerine ya giremiyor, ya da ülkemizde olduğu gibi taklalar atıyor.

Gelişmeler internetin önümüzdeki dönemde gerçekten de bir savaş alanı olacağını gösterirken giderek daha sıklıkla ve yükselen bir sesle yöneltilen bir soru ortaya çıkmış durumda: İnternet kontrol edilmeli mi?

Geçtiğimiz yıl Amerika’da temsilciler meclisine gelen tasarılardan birisi bir savaş ya da saldırı anında internetin kısmen ya da tamamen kapatılabilmesini öneriyordu. Tasarı reddedilirken muhafazakar kesim yeniden benzer tasarılar getirmeye meğilli. Temel argümanları “Çin bunu yapabiliyorsa kendimizi savunmak için biz de yapmalıyız” olan muhafazakarlar sansürü destekleyen kesimi de oluşturuyor.

Bizim ülkemiz perspektifinden bakacak olursak akıllara birçok soru gelmekte, lakin bunların cevaplarını bulmak pek de kolay değil. Youtube, wordpress, blog siteleri gibi kapanan adresler aslında güçlü tarafın Libya ya da Mısır’ın düştüğü noktaya düşmeme çabası mıdır? Yoksa sadece internet gerçekliğinin Türkiye’ye münhasır bir izdüşümü müdür?