Facebook’un “like”inde değiliz

Evil-FacebookTürkiye’nin büyük devlet olması için devlet büyüklerimizin kafasında belli başlı bazı kriterlerimiz var: Büyük sarayımız olsun, devlet büyüklerimizi Obama karşılasın, Expo bizim ülkemizde yapılsın… Ama bizi büyük gösteren şeyler bunların ötesinde olmalı. Mesela dünyadaki şirketlerin bize karşı davranışları da büyük bir etken…

Bu hafta bir dostum bana bir Facebook hikayesi anlattı: Facebook ortamında onunla aynı adı taşıyan üç kişi varmış. Bunlardan biri, hangi cüretle bilinmez, diğerlerinin kendi ismini taklit eden sahte hesaplar olduğunu dile getirmiş. Facebook da her zaman yaptığını yapıp diğer hesapların hepsini kapatıvermiş.

Hesabı kapatılan arkadaşım Facebook’u etkin bir biçimde bir iletişim aracı olarak kullanıyor: Kedi resimleri ve bazı köşe yazarlarının günlük yazılarını paylaşmıyor. Onun yerine özellikle iş konusunda kimseye telefon vermeden anlık iletişimde olma fırsatı yaratıyor Facebook üstünden. Yani bayağı bir işe yarıyor Facebook.

Hesabının durdurulduğu gün de tam böylesi bir iş üstündeymiş. Birisiyle bir yazışmanın tam ortasındayken gidivermiş. Önemli bir yazışma. İşle ilgili para kazandırması muhtemel önemli bir yazışma.

Hemen Facebook’un verdiği imkanlarla hesabının yanlış sebeplerle kapatıldığını bir an önce açılması gerektiğini bildirmiş. Benimle de paylaştı yazışmalarını. Bir süre sonra yazışma şu kadar saat oldu hala cevap vermediniz bu kadar saat oldu hala dikkate almadınız gibi bir yere gelmiş. Facebook sonunda cevap vermiş ve fiziksel bir kimlik istemiş. Arkadaşım tarayarak göndermiş kimliğini. Ama Facebook bununla da yetinmeyip olayı terbiyesizlik boyutlarına getirmiş: Kimliği yüzünüze yakın bir yere getirip hem yüzünüz hem kimlik resminiz gözükecek şekilde bize gönderin.

Arkadaşım bir sonraki aşamada amuda kalkarak veya göbek atarken fotoğraflar çektirilmesinin istenmesinden korktuğunu dile getirdi benimle konuşurken. Bir Amerikalıya bunu yapabilirler miydi? Tartışalım.

Facebook bu ülkede hizmet veriyor. Bir ülke müdürü var, PR ajansı tutmuş, ciddi para kazanıyor belki vergi bile veriyor olabilir. O zaman bu ülke insanlarına adam gibi davranmakla yükümlü. Yok ben davranmıyorum derse her zaman için ciddi gelirler elde edip ciddiyetsiz vergiler verdiği ülkeden gitme hakkına sahip.

Facebook’un bu hataları bir iki kişiye yapmadığını gelen tüm şikayetlerden biliyoruz. Belki biraz insan yerine koyma vakti geldi Türk müşterilerini… Ne dersiniz?