Çok taşımak mı iyi az taşımak mı?

Ülkemiz bir tuhaf. Neye sevineceğini neyle övüneceğini, neye üzüleceğini tam olarak bilemiyor. Numara taşınabilirliği konusunda çok ciddi çalışmalar yaparak inanılmaz bir hızla bunun kurallarını koyan ve hayata geçiren BTK, bir yandan dünya rekoru kırmakla övünürken diğer yandan da çok iyi konamamış kurallar yüzünden bir kişinin bir numarayı gündem birkaç kez taşıdığını dile getiriyor. Yani yapılanlar doğrulukla büyük yanlışlık arasında gidip geliyor.

Bugün Sabah gazetesinin haberine göre bilindiği gibi Numara Taşınabilirliği kavramı 9 Kasım 2008’de devreye girdi. hatırlanacağı üzere taşıma başlamadığı için 3G’nin Türkiye gündemine gelmesi, ihaleye girmeyen şirketler yüzünden bir yıl gecikmişti. O ya da bu şekilde başlayan MNT’nin ardından yine Sabah gazetesi haberine göre toplam abonelerin yüzde 40’ının numara taşımasıyla bir dünya rekoru kırıldı. Taşımada Avrupa ortalaması yüzde 8, dünya ortalaması ise yüzde 10 olmuştu. Bir şirketten diğerine geçişlerin büyük bir çoğunluğu sağlandıktan sonra BTK geçişlerin arasında 3 aylık bekleme süresi getirilmesi zorunluluğu getirdi. Bunun yanında ne söylenirse söylensin sabit telefonların taşınması olayı tam bir başarısızlıkla sonuçlandı. 10 Eylül 2009’da başlayan sabit numara taşınabilirliğinden 16 ayda sadece 33 bin 608 kişi faydalandı. Mobil taşımadan günde 35 bin kişi faydalandı.

Bu noktada numara taşınabilirliği konusunda BTK’nın kendini sorgulaması gerekiyor: Başarılı mı başarısız mı? Eğer çok numara taşımak başarıysa neden o zaman BTK çok başarısız çünkü sabit dünyada neredeyse hiç taşıma olmadı. Eğer az taşıma başarıysa o zaman dünya rekoru seviyesinde bir başarısızlık söz konusu.

Eğer başarı mobilde taşımak sabitte durmaksa… Ben öyle bir denklem bilemedim.