Bilişimin en acı Pamuk Prenses hikayesi

elmaBu 1952 yılında 39 yaşında bir adamın hikayesi. 19 yaşında genç bir erkeğe aşık oluyor. Bir noel günü adamı evine çağırıyor. Onunla birlikte oluyor. Üstünden bir ay dahi geçmeden 23 Ocak günü evine baskın düzenleniyor. Çünkü 1950’li yılların İngiltere’sinde eşcinsel birliktelikler kanuni olarak yasak.

Sonra adamın abisi devreye giriyor ve onu sözde suçunu kabul etmesi için ikna ediyor. Böylece daha az ceza alması söz konusu olabilecekti.

Ama kanunlar bunun hemen ardından daha da çirkinleşti. Dediler ki ya hapse girmeyi kabul edersin ya da homoseksüellik tedavisinden geçersiniz dediler… Yapacak bir şey yoktu homoseksüellik tedavisinden başka. Tedavinin ne olduğunu da tam olarak bilmeden kabul etti adam. Onun libidosunu düşürmek için ona br yıl boyunca hiç durmaksızın sentetik östrojen verildi.

Hormonlar dünyasına aşina olanlar bilir ki östrojenin, hele ki bir sene suni yollardan alınanın vücutta çok çirkin etkileri olur. Bunlardan biri de meme büyümesidir. Kadın da olsa, erkek de olsa… Jinekomasti adı verilen hastalık yüzünden göğüsleri bir kadından daha büyük hale olan adam derin bir dengesizliğin içine düşer…

Bulunduğu İngiltere’den ABD’ye gitmesi yasaklanır, ancak diğer Avrupa ülkelerine gitmesine izin verilir. Sonuçta devlette çok önemli ve gizli bir kademede çalışan biridir o… Rus casusları onun homoseksüel hislerinden faydalanmaya çalışır. Ama hayatının hiçbir döneminde casuslukla suçlanmaz.

1954 yılında odasını temizleyen kişi onu ölü bulur. Siyanürden zehirlenmiştir. Öldüğü odada bir yarım elma bulunur. Siyanüre batırılıp ısırıldığı spekülasyonu yapılır. Olay Pamuk Prenses’in elmasına benzetilir. Üstünde çok konuşulur.

Üstünde çok konuşulmasının esas sebeplerinden biri ise bu adamın Alan Turing olmasıdır.

Alan Turing felsefecidir, mantıkçıdır, şifreleme uzmanı kriptanalisttir, matematikçidir hatta biyolojiyle ilgilenen bir matematikçidir, maratoncu, hatta ultra maratoncudur… Bilgisayarla ilgili o kadar yüksek teoriler geliştirmiştir ki ondan sonra gelen bütün bilim adamları bilgisayarın donanım ve yazılım fikrini ona atfetmiştir seve seve…

Dünya ve üstündeki insanlar çok kötü…

Söylenti o ki, Apple’ın ısırılmış elma logosu, mevcudiyetini bu siyanüre batırılmış elmadan almaktadır. Bugün bilgisayarın tuşlarına basarken Alan Turing’i anın. Üstünde çalıştığınız yazılımlarda, yazı yazdığınız klavyede, hayata geçirilmesi istenen yazılımlarda onun bu trajedisinin bir parçası var.

Turing eğer bunları yapmasaydı bunları hoş mu görecektik?.. Elbette ki hayır. Ama bir teknoloji ya da yaşam bloğu Turing’i anmalıdır diye düşünüyorum.