5G’nin ucu göründü

Cep telefonu iletişiminin tepe noktası olarak gösterilen 5G ile ilgili ilk bilgiler ortaya çıkmaya başladı. 800 gigabitlik kadar bağlantı hızı öngörülen sistem aynı zamanda daha önceki mobil sistemlere göre çok daha etkin çalışacak. Dünya Radyokomünikasyon Kongresi 2015 yılın çalışma grubunda 5G’nin mümkün olabilmesi için gerekli frekanslar tartışıldı ve ilk rapor yayımlandı. 4 senede bir toplanan kongrenin 2019 yılında yapılacak toplantısında frekanslar kesinleşecek.

Bu frekanslarla ilgili yapılan açıklamalardan sonra yaşayacağımız değişiklikleri dünyanın önde gelen iletişim hizmet ve cihazları üreticisi Ericsson’un genel müdürü Ziya Erdem’e sorduk.

Yeni frekansları nasıl değerlendiriyorsunuz?
WRC, 3-4 yılda bir toplanarak, globalde ve bölgeler özelinde frekans bantlarının hangi sektörlerde kullanılacağına karar veriyor. Bu harmonizasyon aktivitesi sayesinde cihazların ve şebeke ekipmanlarının ölçek ekonomisine ulaşması sağlanıyor. WRC-15 sadece telekom sektöründe değil, uydu, yayıncılık, ulusal güvenlik ve diğer frekans bantlarının kullanıldığı sektörlerin de hangi bantları kullanacağına karar veriyor. WRC-15 özellike telekom sektöründe 6GHz ve altındaki bantların kararlarına odaklandı. Geniş kapsama sağlayacak düşük bantlardan 600MHz, Kuzey Amerika ve Asya Pasifik bölgelerinde kullanılması için ayrıldı. L-bandı (1.4GHz) global olarak telekomünikasyon için kullanılacak. Benzer şekilde, 3.3GHz Avrupa ve Kuzey Amerika dışında global bir bant olarak kabul edildi. 3.5GHz, ki bu bandın bir kısmı Türkiye’de de kullanılmakta, global telekom bandı olarak ayrıldı. 3.6GHz’de 100MHz ve 3.8GHz’de 190MHz olacak şekilde çeşitli bölgelerde telekom amaçlı kullanılacak. Bu bantların ülkelerde lisanslanmaları teknoloji bağımsız oluyor, bu sayede mevcutta belki 4G/4,5G olarak kullanılsa da 2020 yılı gibi 5G için de kullanılabilecek.

Açıklanan frekansların içinde Türkiye’de farklı alanlarda kullanılmakta olan, boşaltılması gerekenler var mıdır?
L-bandı, günümüzde, 1427-1518MHz arasında Uydu yayıncılık sistemleri tarafından kullanılıyor, telekom amaçlı uygulamalar da aynı bandı paylaşabilir hale gelmesi bekleniyor. 3.4-3.5GHz kullanımı mevcut radar uygulamalarından dolayı telekom için kısıtlı imkanlar sağlamaktadır.

Yeni frekanslar 26,5 ila 86 Ghz arasında ve mevcut 800-2600 Mhz’e kıyasla çok yüksek değerlere sahip. Baz istasyonu sayısının çok daha fazla sayıda artacağını öngörmek doğru olur mu?
5G/IMT-2000 için şu bantlar üzerinde çalışılmak için belirlendi: 24.25 – 27.5 GHz, 31.8 – 33.4 GHz, 37.0 – 43.5 GHz, 45.5 – 50.2 GHz, 50.4 – 52.6 GHz, 66 – 76 GHz, 81 – 86 GHz. Bu bantlar, mevcut telekom bantlarına göre çok yüksek olduğu için, çok daha fazla baz istasyonu gerektirir diye düşünülebilir. Fakat, bu bantlar daha çok kapasite ihtiyacının yüksek olduğu, hotspot yerlerde kullanılacağından baz istasyonu lokasyonlarının sayıları çok fazla artmayacaktır. Kapsama sağlayacak baz istasyonları düşük bantlarda servis vermeye devam ederken, kapasite amaçlı olanlar daha yüksek bantları tercih edecektir. Kapasite amaçlı olan baz istasyonlarına small cell, yada küçük hücreli sahalar demek daha yerinde olur. 5G geldikten sonra da, mevcut operatör sahalarının kullanılmaya devam edeceği, çok fazla sayıda yeni saha olmayacağını düşünüyoruz. Yüksek kapasite gerektiren yerlere örnek olarak, alışveriş merkezleri, trafik yoğunluğu olan yollar, tren garları ve havaalanlarını verebiliriz.

Bu yeni açıklanan frekanslar için 5G zamanı yine bir ihalenin yapılması söz konusu olabilir mi?
Operatörlerin ellerinde bulunan frekans bantları teknoloji bağımsız olduğundan 5G geldiğinde, 5G için de kullanılabilecek, geçerlilik süresi boyunca ek lisanslamaya gerek olmayacaktır. Fakat, yeni bantlar, yani mevcutta henüz verilmemiş bantlar için (L-Band, 3.3, 3.5, 3.6, 3.8GHz) lisans ihalesi ayrıca yapılabilir.